10 Haziran 2022 Cuma

Aydın Diyalektiği


Aydın kelimesi, tanımsal olarak, nesnel bir anlam bütünlüğü taşımamaktadır.

Aydın kelimesi, tanım olarak, öncelikle farklı bir diyalektik tanıma atfedile gelmiştir.

 

Nesnel bir arayış kaygısı yerine, sübjektif bir bakış açısıyla tanımlana gelmiş, kişinin özsel yaratıcılığının yansımasından oluşmuş, bir olgu tanımlamasından ibarettir.

 

Kavramsal olarak, kişinin aydınlanmasıyla gerçekleşen ve aşamalardan oluşan, durağanlıktan pek hazzetmeyen, iş ve oluşumu temel alarak sürekli devinen bir kişilik olgusu görünümündedir.

 

Zihinsel aktivitesi, sahip olduğu kapasiteye göre, herhangi bir kör nokta bırakmayacak şekilde kendini her daim optimize etme becerisi geliştirmiştir.

 

Aydın görüşünün formel bir diyalektiğe bağlı olmayışının sebebi; bir popülarite, bir şan şöhret, herhangi bir ün peşinde koşmayışından kaynaklanmaktadır.

 

Aydın, konumu ve duruşu itibariyle bir sorumluluk algısından çok, eyleme dökülebilir bir uyarıcı hassasiyetiyle hareket ederek anlam bulan bir davranış şeklidir. Belirli türden herhangi bir amaç görevi benimsememiştir ama vizyona bağlı belirli bir takım hedefler de gözetmektedir.

 

Toplum algısı, aydın diyalektiğini bir nevi kanaat önderi, bir düşünür, derin ilim sahibi bir filozof olarak görür ve değerlendirir. Aydın, toplum için bir rol model oluşturacak ikonik bir simge de değildir. Bu bağlamda, ulaşılması ve anlaşılması zor, çoğunlukla asosyal kişilik olarak nitelendirilir ve o ölçekte saygı duyulacak bir figür olarak tanımlanır.

 

Aydın kişinin formel bir diyalektiğe bağlı olmayan eylemsi hissiyatına en anlamlı örnek 19 Ağustos 1936 da İspanya iç savaşında kurşuna dizilerek katledilen İspanyol şair Federico Garcia LORCAdır.

Kurşuna dizildiği tarihte 38 yaşında olan  şair, ressam, piyanist ve besteci  LORCA, idam mangasının karşısında o mücadeleci tavrından taviz vermeyerek, ölüme meydan okur şekilde, mücadelenin en hakiki simgesi haline gelmiş olan sağ elini yumruk yaparak havaya kaldırmış şu şiiri okumuştur;

“Özgür olmayan insan nedir?

Söyle bana, Mariana..

Söyle seni nasıl sevebilirim

Özgür olmazsam.

Sana kalbimi nasıl açabilirim

Bu yürek benim değilse..”

 

Aydın kişi, tarihin akışında  bir yer edinebilme sevdasıyla yanıp tutuşmayan, bir kariyer planlayıcısı, bir nasıl olursa daha iyi olur tasarımcısı, duruma, görünüşe, İsteğe ve beğeniye göre hareket etmeyen, herhangi bir şekilde ikileme ve tereddüde düşmeyen, gözünü budaktan sakınmayıp doğru bildiğini net ve anlaşılır şekilde, hiç bir çekince gözetmeksizin canı pahasına dile getirmekten çekinmeyen kişiye denir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder